of not being a jew - i̇smet özel - binbir sözlük
of not being a jew - i̇smet özel

i̇niyorum kulelerinden katil

iniyorum maktul minarelerden

taraçadan, bahçeden

ilk tanıyı bulanların indikleri her yerden

ilk tanıyı bulandıran bir vaşakla birlikte

değdikçe ayaklarım merdiven alçalıyor

açılıyor leşlerin, atmıkların cesurane

canlıların korka korka uzandıkları zemin

ağzımda kef

iki gözierimde mil

iniyorum kulelerinden

katil.

körüm, o halde karanlık niye benden kaçıyor?

sağırım, nasıl oluyor da uğultum uzaktan

beni çağırmaktadır?

göklerin çökeltisinden başkaca soy

toprağın tortusundan gayrı hısım bilmeksizin

iniyorum kirli eteklerine

beni emziren kaltak şehrin

iniyorum ama indirilmedim

iniyorum çalıntı tahtımı terk ederek

arada bir çehremi dalgalandıran karaltı

vurulmuş arkadaşlarımdan yansıyor olsa gerek

iniyorum onlardan artakalan yükü indirmek için

indiğim yerde beni bir bekleyen yok

indiğim yerde biçilmiş ot gibiyim

puslu, çapraşık, koklanmamış

ihmalkâr gözle okunmuş bir kitap

bîtab bir gözle okunmayı tercih ederdim

yoğrulmuş olan benle bir daha yoğrulsaydı

benimle açsaydı ağırdan

tükeniş faslını mızrap.

yağmurun yoldaşı denebilir mi bana?

ne dökülüş inişimde, ne çakış…

yalnızca o çetrefil

aralama zahmetine katlanarak

iniyorum kızları utandıran iç çekişle

erkekleri boğan kasvetle iniyorum.

öfkemdi başlattı yolu

ısrara gerek var deyip durdu şehvetim

istemedi doğurmak böyle bir uğraşı tabiat

tarih onu tanımazlıktan geldi

bir dövüş olsaydı sonunda belki gevşerdi hırsım

belki saçlar taranırdı bir sevişmeden sonra

ama ben hınca hınç bekçisi kalacağım burçlarımın

sonunda yükü bıraktığıma yanacağım.

i̇niyor ve inliyorum

nereye bir kucak dolusu

sonluluk sorgusu getiriyorsam

oraya bir kucak da getiriyorum

bir kucak sadece genç ve diri değil

bir kucak sadece yaşlı ve yorgun değil

bir kucak sadece erkek ve vakur değil

bir kucak sadece kıvrak ve dişi değil

bir kucak sadece kavruk ve intikamcı değil

bir kucak sadece gürbüz ve atak değil

bir kucak sadece üzgün ve dindar değil

bir kucak sadece temiz ve sevecen değil

bir kucak sadece pis ve sırnaşık değil

bir kucak sadece cömert ve sıcak değil

bir kucak sadece sancılı ve keskin değil

bir kucak sadece umursamaz ve bezgin değil

bir kucak sadece öksüz ve çolak değil

bir kucak

sadece bir kucak

açılınca açıkları kapatan

acıkınca doyuran

ve doyurunca

nasıl da perişan, ne kadar da ölçülü

darası alınmaz yüküm bu benim

kayda geçirilemez, narhı konulmaz

resmen ve alenen ifade usulü yok

gözümün feri saydım onu, gücüm bundadır

dizimin dermanıdır o

buradan gelir cesaretim

bende bu kucak olduktan sonra

iyi veya kötü ne yapılabilir

kendi hayatı aleyhine

binlerce defa dolap

çevirmiş olan bana?

bakın, bulduğum her gerçeği delik deşik ediyor

kayboluş kapımı sürgüleyen bir vaşak

her sevincimi viran eden bu hayvan

yalanlar içinde boğulmamı önlüyor

ondan kurtulacak olursam biliyorum

beni yaşamakla coşturan

bir kaynak keşfederim

ondan kurtulduğum an

bütün boyutlarımı

kaybederim.

önceleri, acemiyken

bu vaşak yokken daha yanıbaşımda

okul müdürü

veresiye satan bakkal

kapıcı ve akrabaları

dört ayrı ölümle ölmeyi öğren

demişlerdi bana

dört bucakmış

anlattıklarına bakılırsa dünya

omzun güneş kokuyor demişti

kısa eteklikli kız

o da omzuma bir şey konduracak mutlaka.

i̇şte o zaman bildimdi

anladımdı o sıra

ne bir atlas kalır bende, ne ibrişim

bu çuha, bu sicim elden çıkarsa

acemiydim gitmem dedim sizin provalarınıza

bön ve berbat buluyorum yaldızlı yaz gecelerinizi

berbattır balkonda o güneşli sabahlar

biraz açılmak için açıldığınız kırların

aniden karşılaştığınız ırmakların

ürpertisi ahmakça

böndür beni belimden bölmeye kalkan enlem

benden iki bakışık parça

çıkarmaya çabalayan boylam da berbat

ipekli libas giymem, altın takınmam

atımın eğerinde kaplan derisi yoktur

çehreme iyi baksalardı yırtılırdı

uykularının zarı

uykuluydular sinerken bedenime kıraç dağlar

bitek vadilerle beraber ben tenimi yumarken

uykularına tutundular…

çocuklar acıları paylaşmaz demiştim omuz silkerek

acılardır paylaşan çocukları

gün geldi paylaşıldı acılar

çocuklar paylaşıldı

bana bırakılan neyse ona burun kıvırdım

gittim bir kuyudan su çektim

halka boynumdan geçti

geçti boynuma kemend

d harfine bak dedim

nasıl da soylu duruyor sonunda kelimenin

harfe bak, harfe dokun, harfin içinde eri

harf ol harfle birlikte kıyam et

harf of harfler ummanına bat

çünkü gördüm ne varsa sonunda kelimenin

çünkü böndür altında kaldığım töhmet

uğradığım kinayeler bön ve berbat.

evet, ilmektir boynumdaki ama ben

kimsenin kölesi değilim

tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya ++++
s-zl-k-yaz-alt