i̇lkyaz - gülten akın - binbir sözlük
ah, kimselerin vakti yok

durup ince şeyleri anlamaya

kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar

evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya

yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı

bakıp kapatıyorlar

geceye giriyor türküler ve ince şeyler

'memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı

bir dev oluyorsun deniz deniz deniz

sisin dere ağızlarından sokulup akşamları

fındıklarımızı basıyor

neyleriz kararan tomurcukları

çocuklarımıza yalvarıyoruz: aç durun biraz

tecimenlere yalvarıyoruz:

bir 'hotel' bir gizli evlenme az çiziniz

bir banka az çiziniz bir yalvarma

bizden size ve sizden dışardakilere

karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye

-evet efendim-

çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye

bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet

yazların motorlu çingeneleri

ah, kimselerin vakti yok

durup ince şeyleri anlamaya

baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş

toprağa tutku, kendinden dolayı

kulaklarımızı tıkıyoruz: para para para

kulaklarımızı açıyoruz: kavga kavga kavga

sorar belki biri: kavga ama neden kavga

komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde

-bilmiyoruz neden kavga.

sonra kasabanın cezaevinde

silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz

günlerimiz iterek genişletiyoruz

yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye

bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye

durup ince şeyleri anlatmaya

kimselerin vakti olmasa da

okulların kadın öğretmencikleri

tatil günlerini çoğaltsalar da

kutsal nemiz varsa onun adına

gözlerimiz için bağlar dokusalar da

birikimler ve çizgiler gitgide gitgide

açmaya ilkyaz çiçekleri

bir gün birileri öte geçelerden

islık çalar yanıt veririz
s-zl-k-yaz-alt