benim adım kırmızı, orhan pamuk
2006 yılında kültürlerin çatışması ve birleşmesinde yeni semboller bulmasından dolayı nobel edebiyat ödülü'ne layık görülen orhan pamuk'un muazzam eseri, benim adım kırmızı eseri de bir nevi kültür çatışmasını konu alıyor. geçmişten günümüze gelen doğu - batı ikilemini...
kitap, 1591 yılında karlı dokuz kış gününde geçmektedir. saray hattatları ve nakkaşları padişahın emriyle hazırlanan bir kitap için gizlice frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. bu nakkaşlar arasında biri öldürülünce her şey sarpa sarar. katili bulmak için çalışmalarda bulunurlar. bu sırada pamuk, edebiyat, tarih alanında birçok bilgi ve bu bilgilerle harmanlanan birçok hikayeye yer vermiştir eserinde.
kitapta; tekkelerin insanlar üzerindeki etkisini, o dönemin ekonomik sorunlarını, doğu - batı çatışmasını, nakış sanatının sorunlarından insan olmanın hallerine kadar birçok konuyu işlemiştir.
roman, birinci tekil şahısla, pek çok anlatıcının ağzından anlatıldığı için kitaba gerçeklik duygusunu kazandırmıştır. kitabı okurken sanki oradaymış hissine kapılıyorsunuz. i̇nanılmaz bir kültürel doyum sağladığım, içi dolu dolu tarihi bir roman oldu benim için. çok severek okudum, çok severek okuyacağınıza da eminim. mutlaka okunmalı dediğim, şiddetle tavsiye ettiğim kategoriden benim adım kırmızı.
orhan pamuk: "bu roman gerçek resimlere, kitapların sayfalarında unutlumuş binlerce i̇slam minyatürüne bakılarak yazılmış gerçekçi bir masaldır."
"i̇nsan aslında, mutluluk resmindeki gülümsemeyi değil, hayattaki mutluluğu arar. nakkaşlar bilir bunu, ama resmedemedikleri de budur. bu yüzden hayattaki mutluluğun yerine, görmenin mutluluğunu koyarlar."
"ben ben değilim, ben dediğim sensin hep."
2006 yılında kültürlerin çatışması ve birleşmesinde yeni semboller bulmasından dolayı nobel edebiyat ödülü'ne layık görülen orhan pamuk'un muazzam eseri, benim adım kırmızı eseri de bir nevi kültür çatışmasını konu alıyor. geçmişten günümüze gelen doğu - batı ikilemini...
kitap, 1591 yılında karlı dokuz kış gününde geçmektedir. saray hattatları ve nakkaşları padişahın emriyle hazırlanan bir kitap için gizlice frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. bu nakkaşlar arasında biri öldürülünce her şey sarpa sarar. katili bulmak için çalışmalarda bulunurlar. bu sırada pamuk, edebiyat, tarih alanında birçok bilgi ve bu bilgilerle harmanlanan birçok hikayeye yer vermiştir eserinde.
kitapta; tekkelerin insanlar üzerindeki etkisini, o dönemin ekonomik sorunlarını, doğu - batı çatışmasını, nakış sanatının sorunlarından insan olmanın hallerine kadar birçok konuyu işlemiştir.
roman, birinci tekil şahısla, pek çok anlatıcının ağzından anlatıldığı için kitaba gerçeklik duygusunu kazandırmıştır. kitabı okurken sanki oradaymış hissine kapılıyorsunuz. i̇nanılmaz bir kültürel doyum sağladığım, içi dolu dolu tarihi bir roman oldu benim için. çok severek okudum, çok severek okuyacağınıza da eminim. mutlaka okunmalı dediğim, şiddetle tavsiye ettiğim kategoriden benim adım kırmızı.
orhan pamuk: "bu roman gerçek resimlere, kitapların sayfalarında unutlumuş binlerce i̇slam minyatürüne bakılarak yazılmış gerçekçi bir masaldır."
"i̇nsan aslında, mutluluk resmindeki gülümsemeyi değil, hayattaki mutluluğu arar. nakkaşlar bilir bunu, ama resmedemedikleri de budur. bu yüzden hayattaki mutluluğun yerine, görmenin mutluluğunu koyarlar."
"ben ben değilim, ben dediğim sensin hep."
