ali ural-güneşimin önünden çekil - binbir sözlük
ali ural-güneşimin önünden çekil
doğudan ve batıdan portreler-1
şule yayınları-319 sayfa

cicero’dan ahmet yesevî’ye, ezop’tan ferîdüddîn attar’a, montaigne’den niyazi-i mısrî’ye, kierkegaard’dan ebu hanife’ye, alain’den cüneyd-i bağdadî’ye, diyojen’den muhyiddîn i̇bn arabî’ye , aristotales’ten henri bergson’a, rilke’den merkez efendi’ye ve daha onlarcasına uzanan bir yolculuk bu… dünyaya adını etkin harflerle yazdıktan sonra mekân değişikliği yapanlara dair verilen bilgiler çarpıcı ve sarsıcı. güneşimin üzerinden çekil, detaylar üzerinden konuşan eserlerden… bir kere okumakla iktifa edilmeyeceklerden…

“schopenhauer ölmeden dokuz sene önce yazdığı parerga und paralipomena- yarım bırakılanlar ve geride kalanlar adlı eseriyle sonunda bütün dikkatleri üzerine çekti ve wagner’den mahler’e, tolstoy’dan zola’ya, proust’tan conrad’a, nietzsche’den wittgenstein’a, maupassant’tan çehov’a yüzlerce cins kafa üzerinde uzun yıllar etkisini devam ettirdi. ona göre dünya mutluluk değil ödev yeriydi. 1860’da ödevini verip gitti, geride şöyle bir söz bırakarak: “hayatın kısa rüyasına karşılık, sınırsız zamanın gecesi ne kadar uzun! (s. 233)”

“i̇ki yaşında babasını kaybedince, mekke’ye götürülen şâfiî, yedi yaşında kur’ân’ı, on yaşında i̇mam malîk’in muvatta’sını ezberlemiş; on üç yaşında kur’ân’ı tefsir etmeye, yirmi yaşında fetva vermeye başlamıştı. genç yaşlarında arapçanın önemini kavrayan şâfiî, dilbilgisini geliştirebilmek için çöle gitmiş, arap kabileleri içinde dili en fasih olan beni huzeyl’i bir okul haline dönüştürmüş, on yıl süren eğitimi sonunda bir yandan arapçayı ve arap şiirini, diğer yandan atıcılığı ve biniciliği öğrenmişti (s. 260)”

“allah katındaki durumunu öğrenmek istersen, allah’ın seni hangi işlerde kullandığına dikkat et! (s. 239)-i̇bn atâullah i̇skenderî”
s-zl-k-yaz-alt